ANLATMAK RAHATLATIR!
- Psikolog Gonca BAĞLAR
- 9 Ağu 2016
- 2 dakikada okunur
İnsanı tanımlarken vurgu yaptığımız en önemli nokta “insanın düşünebiliyor” olmasıdır. Öyle ki, düşünebilme yeteneği insanı diğer bütün canlılardan ayıran en önemli özelliktir deriz. Bu konu ile alakalı farklı görüşler olsa da düşünebilmek ve düşündüklerini aktarabilmek bir insanı insan olarak var eden özelliklerden bir tanesidir. Daha derine bakacak olursak, düşünebilmekten daha önemli olan özellik ise hiç şüphesiz düşündüklerini aktarabilmektir.

Hepimiz gün içinde çeşitli olaylar yaşıyoruz. Bu olayların bazıları bizi çok fazla mutlu ediyor, bazıları ise hayatımızda derin izler bırakıyor. Çoğumuz da yaşamımıza büyük etki eden bu olayları anlatmaktan çekiniyoruz. Çoğu zaman yanlış anlaşılırsam, karşımdaki beni anlar mı ya da anlatırsam zayıf yanlarımı öğrenirler şeklindeki inançlarımız yüzünden yaşadıklarımızı anlatmamayı tercih ediyoruz. Anlatmadığımız bizi etkileyen bu olayların her biri ise içimizde yaşamaya devam ediyor. Unuttuğumuzu, etkilerinin azaldığını düşünsek bile hayatımızın hiç ummadığımız bir anında karşımıza yeniden çıkıyor. Yani, anlatmadığımız her olay içimizde bir dağ gibi büyüyor. Büyüdükçe taşıyamayacağımız bir yüke dönüşüyor. Ve sırtımızda taşıdığımız bu yük bir süre sonra bizim hareket etmemizi engelliyor ve hayatımıza doğru olmayan bir yön vermeye başlıyor. Asıl önemli olan nokta ise çoğumuzun bu yükün farkında olmaması. Evet, pek çoğumuz ne hissettiğimizin farkındayız ancak bize neyin böyle hissettirdiğinin bilincinde değiliz.
Eskiden insanlar, kötü bir rüya gördüklerinde ya da kötü bir olay yaşadıklarında sıkıntılarının çabuk akıp gitmesi için yaşadıklarını suya anlatırlarmış. Suyun sıkıntıyı alıp götürdüğü konusunda elimizde bir bulgu olmasa da anlatmanın insanı rahalattığını çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Çünkü insanlar yaşadıklarını sürekli olarak zihinlerinde değerlendirirler. Yaşanılan olaylar üzücü değilse bu değerlendirmeler bizi yormaz. Ancak üzücü bir olayın sürekli zihinsel olarak değerlendirilmesi bizi yıpratır. Düşündüğüm konuların, yaptığım yorumların bir şekilde dışarı çıkması şarttır. Bu anlamda en etkili yöntem yaşadıklarınızı birine anlatmaktır. Eğer aklınıza nasıl anlatacağım, kime anlatacağım gibi sorular geliyorsa önceliği kendinize verin. Anlatmaya kendinizden başlayın. Bir kağıda yaşadığınız olayları ve içinizden geçenleri olduğu gibi yazın, kendinizle konuşur gibi yaşadıklarınızı değerlendirin. “Yazınca ne değişecek” diye düşünmeyin! Yazdıkça kendinizi, düşüncelerinizi ve yanlışlarınızı fark edersiniz. Yaşadıklarınızı kendinize anlatmanın sonucunda geldiğiniz nokta ise, size kendinizi kötü hissettiren olayların çözüm noktasıdır. Yaşadıklarınızı anlatın ve rahatlayın, çözüm sonrasında kendiliğinden gelecektir.
Psikolog Gonca BAĞLAR
Comments