AFFEDERSENİZ, GÜÇLENİRSİNİZ!
- Psikolog Gonca BAĞLAR
- 23 Haz 2015
- 2 dakikada okunur

Geriye dönüp baktığınızda geçmişte bıraktığınızı sandığınız ancak aslında sadece üzerini örttüğünüz deneyimleriniz veya asla affedemem dediğiniz tanıdıklarınız var mı?
Affetmek kelime olarak çok yumuşak bir anlama sahip… Özüne baktığımızda ise içinde hayal kırıklığı, kin, nefret, intikam, suçluluk, üzüntü, hırs, öfke gibi pek çok olumsuz duyguyu barındırıyor. Belki de bu yüzden affetmenin yumuşaklığına kendimizi bırakamıyoruz.
Affetmek; aslında en büyük iyiliği affeden kişinin kendisine yapıyor. Çünkü affetmenin arkasındaki olumsuz duygular; mide ağrıları, tansiyon, uykusuzluk, dikkat dağınıklığı gibi pek çok sağlık problemine yol açıyor, hem de bizim hayatımıza devam etmemize engel oluyor. Madem affetmemek bize bu kadar zarar veriyor, neden affedemiyoruz?
Çektiğim acıları dindireceğini bilsem bile affetmeyi çoğu zaman kendimi korumak adına tercih etmiyorum. Çünkü eğer affedersem yine üzülürüm, bu sefer daha çok acı çekerim düşüncesiyle kendimi korumaya çalışıyorum. Olaylara veya kişilere karşı içimde barındırdığım olumsuz duygular sayesinde öfkemin azalmasını engelliyorum ve böylece tekrar üzülme ihtimalimi ortadan kaldırıyorum. Hâlbuki tekrar üzülmeme ihtimalim ortadan kalkmıyor, aksine ben kendimi bilerek ve isteyerek üzmeye devam ediyorum. “İnsan kendini bilerek üzer mi?” dediğinizi duyar gibiyim.
Evet, üzer. Eğer geçmişte bana karşı bilerek veya bilmeyerek hata yapmış birini affedersem onun bana yaptığı hatayı unutacağımı sanıyorum. Affetmek yapılan hatayı silmek, olmamış gibi yapmak demek değildir. Bana yapılan yanlış benimle ömür boyu kalabilir ancak ben onun yükünü omuzlarımda taşımak zorunda değilim. Affetmem, yaşadığım acıyı unutmadan sadece onun ağırlığını geride bırakarak yola devam etme kararı aldığım anlamına gelir.
Affetmek, yapılan hatayı kabul etmek demek de değildir. Geçmişte bizi üzen, bize zarar veren kişileri affetmemiz onları artık suçsuz görüyoruz anlamına gelmez. Üzüldüğümüzü, kırıldığımızı, yaşadığımız olayların bizi derinden etkilediğini kabul etmek demektir, affetmek.
Karşımızdaki kişiyi affettiğimizde onun aynı hatayı veya başka hataları bize tekrar yapmasına izin vermiş olmayız. Aynı hatayı veya başka hataları tekrar yapmak veya yapmamak kişinin kendi kararıdır, benim sorumlu olduğum kısım ise kendi seçimim, kendi kararımdır. Ben bir kişiyi affetmeyi seçmişsem bunu kendimi iyi hissetmek, yoluma daha sağlıklı devam edebilmek için yapmış olmalıyım.
Karşımdaki kişiyi affetmem demek, onunla ilişkimi sürdüreceğim veya tekrar başlatacağım demek değildir. İstemediğim hiç kimse ile görüşmek zorunda değilim, hiç kimse de onları affettiğimi bilmek zorunda değil. Ben bu eylemi sadece kendim için yapıyorum, o olumsuz duyguların esaretinden kurtulabilmek, kendimi tekrar, belki de ilk kez keşfedebilmek için.
Affetmek; geçmişte hayatımda var olmuş, bana acı çektirmiş, beni üzmüş olayların ve kişilerin bende yarattığı olumsuz duygulardan arınmaktır. Kendi içindeki gücün, kendi değerinin farkına varmak demektir. Olumsuz duyguların esaretinden kurtulmak, bu hayatta ben de varım, bundan böyle hayatımı ben yöneteceğim diyebilmektir.
Seçim sizin!
Geçmişin gölgesinde hayıflanarak bir ömür geçirmek mi?
Affederek, içinizdeki gücün farkına vararak huzurlu, umut dolu bir yaşam sürmek mi?
Psikolog Gonca BAĞLAR
Comments