ZAYIFLIK ARTIK GÜZELLİK BELİRTİSİ DEĞİL!
- Psikolog Gonca BAĞLAR
- 17 Mar 2015
- 2 dakikada okunur
Yeme bozuklukları tıbbi, sosyal ve psikolojik sorunlara yol açan, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yeme davranışı bozukluklarıdır.
Yeme bozukluklarından anoreksiya nervoza ve bulimiya nervoza, ruhsal kaynaklı ve bedensel belirtilerle ortaya çıkan psikolojik bir bozukluktur.

Zayıf bir bedene sahip olma isteği, kilo almaktan korkma, beden imgesinde bozukluk ve adet kesilmesi anoreksiya nervozanın temel belirtileridir.
Kişiler kilo kaybetmek için diyet yapmak haricinde çeşitli yöntemler denerler. Öncelikle normalde yedikleri yiyecekleri aşırı derecede azaltırlar ve çok ağır spor yaparlar. Daha sonra yedikleri yiyeceklerin kendilerine kilo aldırmaması için çeşitli ilaçlar kullanırlar.
Bireyler olmaları gereken kilonun %15 altındadır. Kilosu ne olursa olsun, kişi hala kendisini şişman görür ve ne kadar kilo kaybettiğinin farkında değildir.
Bulimiya nervozaya sahip kişiler, normal kilosunda, normal kilosunun çok az altında veya üstündedir. Bu kişiler kısa sürelerde çok fazla kalorisi olan yiyecekleri patlayacak gibi yerler ve arkasından kusarak veya laksatif ilaç kullanarak bu yiyecekleri vücutlarından atmaya çalışırlar.
Kişilerin bu davranışları sahiplenmesinin sebebi şişmanlama korkusudur. Anoreksiya nervozadan farklı olarak bulimiya nervozada kişi daha sosyal ve dışa dönük bir kişilik sergiler. İlgi çekmeyi severler ancak özgüven problemleri vardır.
Son yıllarda yapılan araştırmalarda, anoreksiya ve bulimiya nervozanın tek bir nedenden değil birçok nedenden dolayı oluştuğu ortaya çıkmıştır.
Ergenlik döneminde erkeklerde yeme bozukluğunu tetikleyen durumların, aile tarafından aşırı kontrol edilme ve cinsel istismar, kızlarda ise cinsel istismar olduğu belirtilmiştir. Aile ilişkilerindeki yetersiz doyum ilişkisi de yeme bozukluklarının ortaya çıkışını etkilemektedir.
Kendi hayatı üzerinde kontrol sahibi olmayan kişilerde yeme bozukluğu ortaya çıkabilir. Kişi bu durumda kontrol edebileceği alanı, bedeni ve kilosu olarak seçer.
Yeme bozukluklarının artışındaki en önemli faktörlerden biri de sosyokültürel etkilerdir. “Ne kadar zayıf olursan o kadar güzel olursun,” algısı, yazılı ve görsel basın aracılığı ile kişilere yansıtılmaktadır.
Yeme bozukluklarının tedavisinde tek bir yöntem kullanılmaz. İlaç tedavisi ve diğer tıbbi alanlardan alınacak destek ile psikoterapi birlikte yürütülmelidir.
Psikoterapide kişinin yeme davranışı ile ilgili yanlış düşünce ve inançlarının değiştirilmesi, olumsuz vücut algısının değiştirilmesi ve özgüvenin oluşturulması hedeflenir.
Psikolog Gonca BAĞLAR
Comments